Sanat

DUMAN ADAMLAR

…Günlük yaşam içinde çok büyük bir sır vardır. Herkesin bunda bir payı bulunur, herkes onu tanır ama pek az kimse buna kafa yorar. Çok kimse onu olduğu gibi benimser ve hiç şaşkınlık göstermez. Bu büyük sır zamandır.

Onu ölçmek için saatler, takvimler yapılmıştır. Ama bunlar bir şey ifade etmez. Herkes çok iyi bilir ki, bazen bir saatlik süre insana bir ömür kadar uzun gelir, bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Zamanın bu garip kısalığı uzunluğu, o saat içinde yaşanan olaylara bağlıdır. Çünkü zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir.

Bu gerçeği kimse duman renkli adamlardan daha iyi bilemezdi. Kimse, bir saatlik, bir dakikalık, hatta bir saniyelik yaşamın değerini onlar kadar iyi ölçemezdi. Onların kendilerine özgü anlayışlarının ve kendilerine göre davranışlarının olduğu apaçıktı.

İnsanların zamanı üzerine planlar kuruyorlardı. İnce hesaplarla hazırlanmış planlar… Yaptıklarından kimsenin haberi olmaması onlar için çok önemliydi. Büyük kente ve halkın arasına göze çarpmadan yerleşmişlerdi. Ve kimse farkına varmadan adım adım ilerliyorlar, insanlara hâkim oluyorlardı.

Gözlerine kestirdikleri kişi hiçbir şeyin farkında olmadan, onun hakkında her şeyi öğreniyorlardı. Sadece onu yakalayacakları uygun anı bekliyorlar, bu anın gelmesi için de ellerinden geleni yapıyorlardı…

MOMO, MICHAEL ENDE

Ezgi Orhan

Poe’nun dehşetengiz öykülerinin karanlığı ile Miyazaki’nin rengarenk ve duygu dolu dünyasının arasında kalmış, yolunu bulmayı çok da umursamayan kayıp bir ruh. Neden yazar, neden çizer? Çünkü konuşmayı sevmez, anlatmayı da sevmez; ama hayal etmeyi sever. Gerçekleştirmeyi umursamadan hayal eder. Bunları da kağıda döker. İleride ait olamadığı bu dünyadan kaçıp Neverland’a yerleşmek, kitapları ve boyaları ile sonsuza dek mutlu yaşamak istemektedir. Ama şimdi katılması gereken bir karnaval var.

YAZAR HAKKINDA

Ezgi Orhan

Poe’nun dehşetengiz öykülerinin karanlığı ile Miyazaki’nin rengarenk ve duygu dolu dünyasının arasında kalmış, yolunu bulmayı çok da umursamayan kayıp bir ruh. Neden yazar, neden çizer? Çünkü konuşmayı sevmez, anlatmayı da sevmez; ama hayal etmeyi sever. Gerçekleştirmeyi umursamadan hayal eder. Bunları da kağıda döker. İleride ait olamadığı bu dünyadan kaçıp Neverland’a yerleşmek, kitapları ve boyaları ile sonsuza dek mutlu yaşamak istemektedir. Ama şimdi katılması gereken bir karnaval var.

Bir Yorum Yazın

34 + = 43