Haftalık Öneriler Öneriler

Karanlık Oda – Hakan Bıçakçı

Roman karakteri İstanbul’da yalnız yaşayan bir fotoğrafçıdır. Bir gün omzunda bir çürük gözüne çarpar. Mosmor bir iz… İzler çoğalmaya ve tüm bedenine yayılmaya başlayınca doktora gider ve bunların kendi diş izleri olduğunu öğrenir. Karşımızda kendini yiyip bitiren ve düşüncelerinin okunduğundan şüphelenen takıntılı bir sanatçı var.

Roman, İstanbul’da tek başına yaşayan genç bir adamın bir gece belediye otobüsünde uyuyakalmasıyla başlar. Son durakta şoför tarafından uyandırılır. Tuhaf, her şeyiyle kendine yabancı bir mahallede… O gece mecburen orada kalır. Düzenli hayatına döndüğündeyse hiçbir şey eskisi gibi devam etmez. Çünkü ertesi gün omzunda bir ize rastlar. Bir morluk… Ve bu izler çoğalmaya başlar. Tüm vücuduna yayılır. İzlerin tek sorumlusunun kendisi olduğunu öğrenince hayatı kâbusa döner. Geçmişiyle, yaşamakta olduğu an bir takım ortak ayrıntılarla ve kişilerle beslenerek birbirine karışmaya başlar. Düşüncelerinin okunmakta olduğuna dair saplantılarla ve ilk “kişisel” sergisi için konu bulamama sıkıntısıyla varlığı delik deşik bir hal alır.

Bir insanın hayatını okumaktan çok arzu ettiği, yaşamakta olduğu ve kaçındığı hayatları zihninde birbirine karıştıran bir adamın kimlik bunalımına ve paranoyalarına tanık oluruz.

“Karanlık Oda” hem üretmenin mekânı hem de üretememe korkusunun metaforu olarak roman kahramanın etrafını yavaş yavaş sarar.

Çoğalmaya devam eden izlerin sırrını çözmek için her şeyin orada başladığını düşündüğü mahalleye gitmeye karar verir. Nasıl gidileceğini biliyordur. Aynı otobüse binip uyuyakalarak…

Kitaptan bir bölüm için tıklayın.

İletişim Yayınları

hakanbicakci.com

Gizem Akın

Bana bu kimliği yaz deseniz, birinci tekille yazılmış sıkıcı bir durum öyküsü yazarım. Anlat deseniz, anlatamam.

YAZAR HAKKINDA

Gizem Akın

Bana bu kimliği yaz deseniz, birinci tekille yazılmış sıkıcı bir durum öyküsü yazarım. Anlat deseniz, anlatamam.

Bir Yorum Yazın

2 + 1 =