İncelemeler

“Yardımcı Aranıyor” Oyunu Üzerine Notlar 

Yardımcı Aranıyor, iki kişilik bir oyun. Eserin tamamı Vural Bey’in evinde geçiyor. Erdem Alpyürük erkek kahramanını (Vural) üst gelir grubundan, eğitimli, beyaz yaka çalışan; kadın kahramanını (Menekşe) ise dar gelirli, eğitim öğrenim seviyesi düşük bir kesimden seçmiş. Oyun boyunca iki karakterin birbiri ile çatışmasını ve oyunun sonuna doğru birbirlerine “kontrollü” yakınlaşmalarını izliyoruz.

"Yardımcı Aranıyor" oyunundan bir sahne.

Alpyürük ilk yazdığı tiyatro oyununda şaşırtıcı derecede başarılı diyaloglar yakalamış. Nükteler çoğunlukla Menekşe, Vural’ı yanıtlarken ortaya çıkıyor. Oyunun başından birkaç örnek:

VURAL: Telefonda sizinle mi konuştum?

MENEKŞE: Bak şimdi, ne bileyim kimle konuştuğunu?

VURAL: Şeyy. Adınız Menekşe’yi değil mi?

MENEKŞE: Hıı. Hala da öyle. Ama kısaca sen Gül, diyebilirsin. Kih kih.

VURAL: Kısaca?

MENEKŞE: İkisi de çiçek sonuçta.

Menekşe’nin repliklerinde kendine has bir uyum, ahenk yakalanıyor. Gül ismini özellikle seçmesi ironik. Zira Menekşe bir aşk kadını.

Oyun boyunca iki kahramanın da değişimine tanık oluyoruz. Menekşe’nin sivri zekası ve öğrenme azmi ile  Vural’a oyun ilerledikçe hayat dersleri vermeye başladığını görüyoruz. Vural karakterinin ise yalnızlığına, mutsuzluğuna tanık oluyoruz.

Her ne kadar iki kişilik oyun olsa da Menekşe’nin karakter olarak Vural’dan daha güçlü olduğu dikkatimizi çekiyor. Menekşe hem Vural’ı hem de oyunu çekip çeviriyor. Daha Vural’ın evine girer girmez onunla evlenmeyi kafasına koyduğunu anlıyoruz. Sözleri yan anlamlarla, imalarla dolu:

MENEKŞE: Ay korkma hemen canım… Öküzün birinden yeni kurtuldum zati. Kasma yani…

Vural bu kez daha kuvvetli öksürür.

VURAL: Öküz?

MENEKŞE: Hee. Moda olmuş şimdi. Sosyetik kadınlar ruh ikizini bulamayınca ruh öküzü diyorlar. Ben ona da razıydım. Benimki ruhsuz öküz çıktı. Boş koooy. Hem bekar adama gelmemek de neymiş? Evli adamın zaten karısı var, değil mi? Yani… Ev işleri için.

Her ne kadar Vural birbirlerinin özel hayatlarına girmemeleri konusunda Menekşe’yi uyarsa da kahramanlarımız birbirlerinin özel hayatları hakkında bilgi edindikçe birbirlerine daha çok yaklaşacaklar, bizim de seyirci olarak her iki karaktere de sempatimiz artacaktır.

Erdem Alpyürük’ün eserinde en çok sevdiğim noktalardan biri de metni gereksiz dramatize etmemesi oldu. Burada dengeyi iyi sağladığını düşünüyorum. Söz gelimi Vural, doktor kontrollerinden bahsettiğinde seyirci olarak ilk aklımıza Menekşe’nin kendini feda edip böbreğini Vural’a vereceği gelmişti ancak (çoğunlukla gerçek hayatta da başımıza geldiği gibi) Vural’ın sadece basit bir böbrek kisti olduğu ortaya çıktı.

Metnin sonunda çiftimizin evlendiğini bize göstererek oyunu bitirebilirdi fakat daha gerçekçi bir sonla, onları yine birbiri ile tartıştırarak oyunu bitirmeyi tercih etti.

"Yardımcı Aranıyor" oyunundan bir sahne.

Oyunun üzerinde durduğu önemli bir tema da yalan/dürüstlük meselesi. Kahramanlarımızın sık sık birbirlerini kandırdıklarına şahit oluyoruz. Oyunu izlerken insan ilişkilerinin tamamen dürüstlük üzerine inşa edilmesinin mümkün olup olmadığı sorusu aklımıza geliyor.

Hacivat/Karagöz oyunlarından beri bildiğimiz eğitimli-eğitimsiz çatışmasını Erdem Alpyürük kadın ve erkek kahramanlar üzerinden modernize ederek inşa ediyor.

Yardımcı Aranıyor, geçtiğimiz yıllarda Diyarbakır Devlet Tiyatroları tarafından oynandı. Yönetmenliğini Gonca Eryiğit’in yaptığı eserde Menekşe rolünü Zeliha Kaçmaz, Vural rolünü Caner Karabenli oynadı.

Oyun Özeti: Birbirine zıt iki insanın, bir iş ilanı başvurusuyla yolları kesişir. Ev işlerine yardımcı arayan Vural Bey, iş başvurusu için gelen Menekşe Hanım’dan pek emin olamaz. Ama zaman ilerledikçe, bu zıtlıklardan doğan komik durumlar aslında ikili arasındaki ilişki bağını kuvvetlendirir. Birbirlerinin sırlarını öğrendikçe, birbirlerine karşı da bir sevgi bağı doğar.

Diğer inceleme yazıları için tıklayabilirsiniz. 

Irmak Erkan

Bir gece yatağından kalktı. En sevdiği pantolonunu, gömleğini giydi, cüzdanını yanına aldı, çantasını sırtladı; karısını ve çocuklarını öpüp odadan çıktı. Çalışma odası soğuk, karanlıktı. Ahşap masanın üzerindeki gece lambasını yaktı, sobayı tutuşturdu. Sandalyesine oturdu, yazmaya başladı.

YAZAR HAKKINDA

Irmak Erkan

Bir gece yatağından kalktı. En sevdiği pantolonunu, gömleğini giydi, cüzdanını yanına aldı, çantasını sırtladı; karısını ve çocuklarını öpüp odadan çıktı.
Çalışma odası soğuk, karanlıktı. Ahşap masanın üzerindeki gece lambasını yaktı, sobayı tutuşturdu. Sandalyesine oturdu, yazmaya başladı.

Bir Yorum Yazın

19 + = 21