Denemeler

Farklı Doğrular, Ortak Bir Yanılgı

İçinde var olduğumuz ekosistem, adeta bir büyük, sonsuz döngünün parçası olarak bize görünürken, biz insanlar çoğu zaman bu döngüyü bir hesaplama aracı gibi izliyoruz. Her şeyin ölçüldüğü, tartıldığı, analiz edilip doğrulandığı bir dünyanın içindeyiz. Doğal denklemler, yasalar, sistematik ilişkiler… Bunlar bizi ilerlemeye zorlayan yegâne yollar gibi görünse de, derinlere indikçe, bu çok yönlü, mantıklı yapının dışında bir şeyin eksik olduğunu fark ediyoruz. Gerçekten de, biz insanlar yalnızca akıl ve mantıkla varlık gösteren varlıklar mıyız? Kendi sınırlarımızın dışına adım atmak, her şeyin hesaplanabilir olduğunu düşünmek, bizi yalnızca bilginin ötesine taşıyor mu, yoksa her şeyin anlamını kaybetmesine mi neden oluyor?

Birçok zaman, doğayı ve diğer canlıları yalnızca bizim “doğru” bildiğimiz düşüncelerle birleştirip anlamlandırıyoruz. Ama ya doğanın bize, bizim hesaplarımıza, bizim teorilerimize ihtiyacı yoksa? Ya varlık, karmaşık döngüsünde, bizi ve hesaplamalarımızı yalnızca bir yanılgı olarak görüyor ve biz farkına bile varmıyoruz? Karmanın döngüsü, belki de tüm evrende her şeyin birbirine bağlı olduğu bir ağı işaret ediyor; fakat bu bağlılık, her zaman doğrusal bir sistemin sonucu mudur? Yoksa karmaşanın içinde, anlamın sadece arayan gözlere mi sunulduğunu sorabiliriz? Burada, karma ve doğanın işleyişi hakkında soru işaretleri doğuyor: Yalnızca biz mi doğru bildiğimizi savunuyoruz? Yoksa hakikatin, göremediğimiz bir yönü mü var?

Ve şimdi, veganlar… Onlar, doğanın sesini duyduklarını, kendilerini onunla bir tuttuğunu iddia ediyorlar. “İnsan” olmak, belki de bizi diğerlerinden ayıran tek şey değildir. Doğaya dair içsel bir sezgi mi, yoksa sadece vicdanın acı bir yankısı mı? Herkesin doğru bildiği, birbirinden farklı savları vardır ama, en son savunulan bakış açısının ötesinde bir şey var mı? Bizim savlarımız, tek bir doğruda buluşabiliyor mu, yoksa tüm bu görüşler, bir yanılsamadan mı ibaret?

Doğa, her şeyin zamanla varlık bulduğu, her canlının bir amacı olduğu ve bu amacın dışındaki her şeyin sadece insan aklının eklediği değerlerden ibaret olduğu bir yer midir? Yoksa bir anlam arayışında, aslında aradığımız şey kendi varoluşumuzu kabul etmekten başka bir şey midir? Bütün bu karmaşa içinde, doğruyu ve yanlışı belirlemek ne kadar mümkündür? Biz, doğru bildiğimizi savunurken, en derin sorulardan biri doğar: Bir canlının hayatı, biz insanlar için yalnızca bir hedefe ulaşma aracı mı olmalı?

Pragmatizmin soğuk hesaplarına baktığımızda, insan mantığı ve faydacı düşünceler hemen devreye girer. Evet, belki hayatta kalma adına bu hesaplar gereklidir ama, pratikte neyi kaybediyoruz? İçsel dünyamızda, sadece çıkar ve yarar ilişkilerinden mi besleniyoruz? Duygular ve sezgiler, mantığın ötesinde bir anlam taşıyor olabilir mi? Acaba en derin gerçeklik, tüm bu hesaplamaların dışındaki “hissiyat”ta gizli olabilir mi? Fakat bu noktada başka bir soru gelir: Hissedilen gerçeklik, gerçekten doğru mudur, yoksa yine bir yanılsama mıdır?

Zihnimiz bu sorularla donanmışken, belki de en nihayetinde büyük bir dönüşüm gerçekleşir. Sadece kavramlara değil, duygulara ve içsel sezgilere yer vermek, insanı varoluşunun en saf haline mi yaklaştırır? Fakat bu saf hal, hiçbir zaman “tam” olamayacak mıdır? Her şeyin sonluluğunu kabul ettiğimizde, biz insanlara dair algımız nasıl değişir? Gerçek bir son yok mudur, yoksa her şey, başka bir başlangıca dönüşmek için mi biter?

Sonunda, büyük bir sorgulamanın ortasında, belki de en basit çözüm, bir anlık duraklamadan gelir. Her şeyin geçici olduğunu kabul etmek, belki de bu denli karmaşık olan soruların içinde bir çeşit sonu işaret eder. Ama aslında bu bir son değildir. Sadece bir dinleniştir. Çünkü cevaplar ne kadar net olursa olsun, insan varlığının içindeki “belirsiz” gerçeği kabul etmek, o anın sonunda varılacak olan tek yol olabilir. O yüzden, bir şeyin sonlanması, bir son değildir; sadece bir noktada durma ve yeniden başlama isteği… ve bir başka soru: Durmak, bir karar mıdır, yoksa yalnızca yorgunluktan doğan bir arayışın parçası mı?

Nasuh Buğra Karadağ

Konuk Yazar

YAZAR HAKKINDA

Konuk Yazar

Bir Yorum Yazın

+ 34 = 43