Kültür

Düğünde ve Ölümde

Herkesin takıntısı farklı şu hayatta, benimki ise bitkiler… Özellikle kokulu ve mutfakta kullanılabilen bir bitkinin adını duymaya göreyim, peşine takılır gider, bir şekilde edinip yetiştirir ve kullanırım. Onunla da öyle oldu. Tiryaki olmamama rağmen sabah sabah kahve yaptırdı bana. Bu kadar meftunu olmuşken neden hala ortada bir yazı yok derseniz açıklayabilirim. Sadece dikkatim dağınık değil her şey dağınık: Yazılar, fotoğraflar, anılar… “Başlamak bitirmenin yarısıdır,” derler ve bende yarısı bitmiş o kadar çok iş var ki.

Daha önce de gündemime gelmiş, birkaç cümle yazmıştım. Yazıyı düzenlerken ne zaman ve nasıl bahsetmiş olabilirim diye hızlı bir tarama yaptım. “Elimdeki çöp kovasına biraz kum, biraz kül, biraz da çakıl taşı doldurmuş, yolun kenarına atılan sıyrılmış dalların arasından yapraklı birkaç tanesini almaya çalışıyordum. “Abla, abla!” diye sesleniyordu bir erkek. Başımı sese doğru çevirdiğimde yandaki binanın en üst katından bir adam ve yanındaki üç kadının benim ilgimi çekmeye çalıştıklarını gördüm. Adam elinde bir kaç dal bitki, kadınlardan yaşlı ve siyahlara bürünmüş olanı da bir poşet tutuyordu. El kol hareketleriyle dalları poşete koyup aşağıya atacaklarını anlattılar. Adını sorduğumda geleneksel entarileri içindeki genç kadınlardan biri onlara çevirdi. “Za’atar,” dedi adam. “Hayır, Mercanköşk.” dedim. Genç kadın “Kekik,” dedi.” Nerede kullanıyorsunuz, ekmeğe koyuyor musunuz?” diye de ekledim. Aklıma Suriye’de mahalle fırınından alıp yediğim küçük zahterli lahmacun benzeri pidecikler geldi. Şaşırmış, sevinmiş, ekmek diye sorabilmiştim. Adamın rüzgara karışan sözlerinin arasından eliyle çizdiği yuvarlakla “pizza,” ve üzerine yağ sürer gibi bir hareketle ifâde ettiği “pizza” ve “zahter” sözcüklerini seçebildim.” Paylaşımlarımdan biri böyle bir yazıda yer almış. Yanılmamıştım, bizim genellikle kahvaltıda zeytinyağlı ekmek bandığımız,zahter dediğimiz karışımı hazırlamakta kullanıyorlardı.

Origanum syriacum/Wiki

Origanum syriacum/Wiki

Diğer Akdenizli arkadaşları sumak, kimyon hatta melengiçle kol kola girip o güzel lezzetin hazırlanmasında yer alıyorlardı. hem bitkiye hem de bu bitkinin de içinde bulunduğu karışıma Za’atar deniyordu ve  Origanum syriacum (Suriye Kekiği) olarak sınıflandırılıyordu. Mahalle komşularımın verdiklerinden yaşamayı başaran bir dal şimdi balkonumda bir saksıda. İlk kahvemi ondan kopardığım birkaç dalla pişirmiştim ama pek de sevmemiştim.

Israeli zaatar manakeesh/Wiki

Israeli zaatar manakeesh/Wiki

Mercanköşküm saksısında büyürken birçok kaynaktan bilgiler derledim. Çevre gezilerinde bitkinin çeşitli hallerini gözlemledim. Artık tanışmıştık. Birkaç hafta önce Akdeniz Bölgesi’nde düzenlenen bir gezide dağ tepe demeden antik kent gezerken selamlaştığım mitolojik bitkiler arasında o da vardı.  Ak kekik, peynir kekiği, güveyotu, İstanbul kekiği, İzmir kekiği, Girit otu, güve kekiği gibi çeşitli adlarla anılıyordu.

Afrodit’in bitkisi olarak kabul edilen mercanköşkün Latince adı olan Origanum “Dağların neşesi” anlamına geliyormuş. Afrodit bu bitkiyi okyanusun dibinden çıkarıp, dağların en yüksek noktalarına bıraktığından kokusu deniz gibiymiş ve aşkı temsil edermiş.  Hem Eski Yunanlılar hem de Romalılar mercanköşkü sevgi ve mutluluğun sembolü olarak kabul ettiklerinden gelinlere mercanköşk çelenklerinden taç takarlarmış. Mezara dikilen bitki sonraki sene çiçek açarsa mezardakinin mutlu bir ahiret hayatı yaşadığı düşünülürmüş.

Mercanköşk sözcüğünün kökenine ilişkin rivayet muhtelif.  Mercanköşk sözcüğünün farsça farekulağı demek olan “marzanguş” sözcüğünden geldiği ifade ediliyor birçok kaynakta. Taylan Köken’in “Ayvalık’ın Mitolojik Bitkileri” yazısında ise Ayvalık’ta bulunan Macaron Mahallesi adının Mercanköşk’ten geldiği ifade ediliyor. Macaron’da bulunan evlerin bahçelerinde eskiden bol miktarda mercanköşk bitkisi bulunmaktaymış. Güzel bir tesadüf. Facebook Macaron mahallesindeki 1887 yılından beri ayakta olan Camlı Kahve’de çektiğim bir fotoğrafı anımsattı bugünlerde. Kahve de hemen yan taraftaki fırının nefis acıbadem kurabiyelerini.

Sokak hayvanları yararına düzenlenen bir kermesten aldığım ev sahibinin kendisinin kuruttuğu kekiğin İtalyan Kekiği olduğunu öğrendiğimde eve giderken elimde bir kök taşıyordum. Elime alır almaz mercanköşk olduğunu anlamıştım. Alçak bahçe duvarının üzerine sıralanmış saksı ve tenekeler Bergama Antik kentinin alt tarafındaki mahallede görüp unuttuğum mercanköşklere ve kokusuna götürdü beni. Çok alametler belirmiş,  başka anılar da canlanmıştı. Sardinya adasında Nuoro’da bir ev lokantasında aşçının servis sırasında makarnanın üzerine serptiği küçücük yapraklı incecik dalın ne olduğu konusunda anlaşamayınca marketten alınmış saksılı bitkiyi görmeye giderken garson kız “oregano, thym” diye olası isimlerini sayıyordu. Pek çok yerde olduğu gibi burada da kekik ve mercanköşk birbiriyle karıştırılıyordu. Sadece yemeklere verdiği lezzet için değil, yararlı etkileri için de kullanılan mercanköşk ayrıca kokusu nedeniyle kozmetik alanında da kullanılıyor.

Doğu Akdeniz mutfağında sık kullanılan toz “Za’atar, zahter”  karışımının içinde yer alan mercanköşk  batıda da “Provence Otları” (Herbes de Provence) karışımlarında taze ya da kurutulmuş olarak yer alıyor. Resimlerinden belki tanıyamamışsınızdır diye çok önemli bir ip ucu daha vereceğim. Baharat kavanozlarınızı kontrol edin bakalım, aralarında top/bilya kekik var mı? Evet; karşınızda mercanköşk…

Bugün bir kez daha mercanköşklü kahve yapıp içtim ve sevdim. Mercanköşkün dalını kahveyi pişirirken cezveye değil de içeceğiniz zaman fincanınıza daldırırsanız bazı yörelerde neden kahve otu dendiğini de anlayacaksınız: Nefis… Afiyet olsun…

Kaynak

Mercanköşk

Za’atar

Yazı Yaban

Ramis Dara, Mercanköşk

Bir Ot Masalı, Tijen İnaltong; İletişim Yayınları

Bitki mitosları, Deniz Gezgin; Sel yayınları

Ayvalık’ın Mitolojik Bitkileri-II, Taylan Köken; Ayda 1 Ayvalık Dergisi, 2017

Herbes de Provence

Rukiye Çetin

Okumak daha çok yer işgal etse de yaşamımda, yazmak her zaman ya kalemimin ucunda ya da aklımdaydı. Uzun süren bir eylemsizlik sonrası yazma uğraşına yeniden döndüm. Katıldığım yaratıcı yazarlık atölyesinde birlikte olduğumuz, hem çok şey öğrenip hem de çok eğlendiğimiz arkadaşlarımla bu karnavala ben de katıldım. Gezgin bir göçebe, acemi gurme, balkon bahçeci olarak , kentlerden, kırlardan topladığım dağarcığımdaki sesler, renkler, tatlar ve kokularla kalabalığa karışmaya çalışacağım.

YAZAR HAKKINDA

Rukiye Çetin

Okumak daha çok yer işgal etse de yaşamımda, yazmak her zaman ya kalemimin ucunda ya da aklımdaydı. Uzun süren bir eylemsizlik sonrası yazma uğraşına yeniden döndüm. Katıldığım yaratıcı yazarlık atölyesinde birlikte olduğumuz, hem çok şey öğrenip hem de çok eğlendiğimiz arkadaşlarımla bu karnavala ben de katıldım. Gezgin bir göçebe, acemi gurme, balkon bahçeci olarak , kentlerden, kırlardan topladığım dağarcığımdaki sesler, renkler, tatlar ve kokularla kalabalığa karışmaya çalışacağım.

Bir Yorum Yazın

3 + 5 =

2 Yorum

  • Hemen yapıp ictip bitkileri yemekte daha çok seviyorum icmektense yemek daha güzel geliyor bana ama mercan köşkü dediğim gibi kahvenin içine batırdım fena olmadı .Mercankoskun mide bulantisina iyi geldiğini deneyemliyerek test ettim evet iyi geliyor. Yazılara devam çok eğlenceliydi eline yüreğine saglik

    • Afiyet olsun. bir çok yörede kekik ve mercanköşk sindirimi kolaylaştırmak, mideyi rahatlatmak için genellikle çay olarak kullanılıyor. Teşekkürler.