Kültür

Bilgili, Şişman ve Kırmızı

Evet nerede kalmıştık?

Uzun bir aradan sonra gezimizin altıncı günü gezdiğimiz Bologna ve Venedik‘i anlatacağım bu yazımda.

Sabah uyandığımızda hava biraz serindi. Otelden çıktıktan sonra ilk durağımız Kızıl Şehir olan Bologna’ydı. Aslına bakarsanız biraz hayal kırıklığına uğramadım değil, kızıl sıfatını hep Rusya’ya yakıştırmıştım bugüne kadar. İtalya’nın bir şehrine bu ismin verildiğini duyunca çok şaşırmıştım. Tabi onun da bir hikayesi varmış. Çok geniş caddeleri olan bir şehir. Bir yanında lüks marka mağazalarının olduğu, bir yanında protesto gösterilerinin yapıldığı Maggiore Meydanı. Aslında şehrin tek takma ismi Kızıl değil. Bu şehrin üç takma ismi var. Bilgili, şişman ve kırmızı. Bilgili denmesinin sebebi Avrupa’nın en eski üniversitesine sahip olmasından geliyor. 1088 yılında kurulan üniversite hala faaliyet gösteren en eski kuruluştur. Şişman, mutfağının zengin olmasından ve mutfak başkenti olarak anılmasından geliyor. Kırmızı ise ikinci dünya savaşında anti-faşist başkentliği yapmasından geliyor. Günümüzde hala sol görüşlü siyasetle bağlantısı sürmektedir. Bu şehrin sokaklarını gezerken öğreniyoruz ki burada çalışan işçiler patronlardan daha fazla kazanıyor. İnsan imreniyor değil mi? Ama tabi her ne kadar öğrenci şehri olarak anılsa da aslında orada yaşamak pahalılıktan dolayı biraz zor. Neyse her sokağını karış karış gezdiğimiz bu şehrin, 15. yy ait binaların mimarisine hayran kalıyorsunuz.

Bologna

Bologna

Buradan sonraki durağımız Venedik. Venedik deyince ilk akla gelen gondol oluyor değil mi? Benim ise ilk aklıma gelen Sospiri (Ahlar) Köprüsü oluyor. Mahkumlar yargılanmaya götürülürken bu köprüden geçirilirmiş. Ve şehrin en iyi manzarası da buradan görülürmüş. Mahkumlar Venedik’e son kez buradan bakıyorlarmış. Aslında bu hikayenin gerçeklik payı nedir bilmiyorum. Gerçeği bilen varsa yoruma yazsın lütfen. Şehir sularla kaplı olduğu için şehre girişimiz tekneyle oluyor. Adım atar atmaz burnunuza yosunla karışık nem kokusu geliyor. Kalabalık meydanından ara sokaklarına girdiğinizde hediyelik eşyacıların olduğu dükkanları geziyorsunuz ister istemez. Her yerde küçüklü büyüklü karnaval maskeleri var. Restoranlar sokaklara kurulmuş masa ve sandalyelere hizmet etmek için bekliyor. San Marco meydanı tüm Venedik’e hakim, gideceğiniz yere gitmek için illa bu meydandan geçmeniz gerekiyor. Gondollarda şarkı söyleyen İtalyan erkekleri. Romantik evlilik tekliflerinin yapıldığı gondol gezilerinden birini başınızı çevirseniz mutlaka görürsünüz. Bu meydan tam bir karnaval havasında gezmelik ve görmelik bir yer. Hele ki biraz güneş çıktıysa şansınıza, gondolda giderken güneşin keyfini çıkarmadan dönmeyin ülkeye.

Bologna Fotoğrafı Kaynak

Diğer gezi yazıları için tıklayabilirsiniz.

Sevcan Özbek Akın

Küçüklüğünden beri okuma heveslisi; önüne ne gelse okuyan, bu zamana kadar dünyanın birkaç ülkesi dahil, birçok sokak, mahalle, şehir gezmiş, biraz takıntılı, biraz dağınık birisi. Yazmayı ilk defa ortaokulda denemiş; ama ben bunu yapamıyorum, deyip vazgeçmiş. Bu tutku aklının bir köşesinde kalmış olacak ki yıllar sonra bu işin eğitimini almaya karar vermiş ve Yazarlık eğitimi sırasında harika insanlarla bir araya gelmiş büyük bir heyecanla karnavalın renklerinden biri olmaya karar vermiş.

YAZAR HAKKINDA

Sevcan Özbek Akın

Küçüklüğünden beri okuma heveslisi; önüne ne gelse okuyan, bu zamana kadar dünyanın birkaç ülkesi dahil, birçok sokak, mahalle, şehir gezmiş, biraz takıntılı, biraz dağınık birisi. Yazmayı ilk defa ortaokulda denemiş; ama ben bunu yapamıyorum, deyip vazgeçmiş. Bu tutku aklının bir köşesinde kalmış olacak ki yıllar sonra bu işin eğitimini almaya karar vermiş ve Yazarlık eğitimi sırasında harika insanlarla bir araya gelmiş büyük bir heyecanla karnavalın renklerinden biri olmaya karar vermiş.

Bir Yorum Yazın

+ 54 = 59