Öneriler

Barış Efendioğlu – Ölemiyorum Kütüphanesi

“Kaygılı, korkak ve geveze bir zihnim vardı.”

Barış Efendioğlu’nun dördüncü kitabı “Ölemiyorum Kütüphanesi” aklıma yakın zamanlarda izlediğim bir filmin repliğini hatırlattı: “Keder bazılarını azgın bir dalga gibi sararken bazılarının içinde sudaki mürekkep gibi yavaş yavaş yayılır.”

Enis karakterinde ise korku, estetik bir kedere dönüşmüş durumda. Sevdiklerinin ölümüyle beraber lanetli(!) yalnızlığını plaklarına hapseden Enis’in sihirli bir pikap iğnesiyle değişen hayatına tanık oluyoruz. Yakın ilişkiler kurmaktan kaçınan ve rutin bir hayatı olan Enis için artık yol daha farklı, daha fantastik… Ayrıca rutinin en temel anlamıyla korkudan doğduğunu düşünüyorum ki, “ölüm” motifinin özellikle işlendiği bu kitap bizi deneyimlerle dolu ölümsüz bir yolculuğa çıkarıyor.

Enis’in pazar günleri “huzurlu değildik ama mutluyduk o an”ın hikayesinden- Sine’nin hikayesinden- başlayan; hippi İstem, öğretmen Arif dayı ve neyzen Suphi’yle devam eden derin sohbetlerine tanık oluyoruz. Yazar; korku, kıskançlık gibi kavramlarla bize kaygılarımızı, aşkımızı, varoluşumuzu sorgulatıyor. Dört farklı kişiyle, dört farklı kafayla bize yeni pencereler açıyor. Ki bu da bir rutin içinde devam ediyor, belirtmek isterim. Ve kendi fanusunun içinde sancısına cevaplar arayan Enis’le birlikte sürpriz bir sona doğru savruluyoruz.

Sonu gerçekten beni heyecanlandırdı. Dalgalı bir denizde kayığımla ilerlerken sert bir kayaya çarptım, öyle. O farklı pencerelerden esen deli rüzgar bilişsel bir duruma dönüştü, öyle. Düpedüz delilik!

Kitabın bir atmosferi var, içinizi gıcıklayan bir müdahale etme isteği var, o yüzden “şunu anlatıyor, bunu anlatıyor” gibi bir yorum yapamayacağım. Bolca müzik, biraz felsefe az da anason ve Girit ezmesi kokan bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Barış Efendioğlu’nun git gide gelişen ve merak uyandıran yazarlığının, yazacaklarının habercisi olmuş. Kurgusuyla ve özenle işlenmiş diyaloglarıyla sizi içine çekeceğinden eminim. Hem müzik önerileri var, yağmur da var… Daha ne olsun?

Ayrıca okumak isterseniz: BARIŞ EFENDİOĞLU SÖYLEŞİSİ

Barış Efendioğlu

Barış Efendioğlu

Kitap Açıklaması

“Her insan bilinçaltının romanını yaşar.”

Enis annesinin, babasının ve ablasının ölümünün ardından insanlarla derin ilişkiler kurmaktan kaçınan yalnız bir adama dönüşmüştür. Yitip giden geçmişine duyduğu özlemi plak koleksiyonu yaparak gidermeye çalışmaktadır. Bir gün antika pazarından satın aldığı bir pikap iğnesinin pikapta çalan plağın sahibini çağırabildiğini keşfeder. Yalnızlığına nihayet bir çözüm bulduğunu düşünen Εnis, pikaba her plak koyuşunda artık hayatta olmayan pek çok kişiyi günümüze getirerek onları evinde kurduğu mükellef sofralarda ağırlar. Özellikle eski bir hippi olan İstem, Köy Enstitülü öğretmen Arif Dayı ve neyzen Suphi kurduğu bu yeni dünyanın vazgeçilmez konukları arasındadır. Ancak hiç beklemediği bir anda gelen bir konuk her şeyi altüst edecektir.

Barış Efendioğlu, bilinçaltımızda aynı anda hazır bulunan bilgeliğin ve deliliğin sırlarını Anadolu abdallarının, sufilerin, Beat kuşağının ve Zen Budistlerinin eşliğinde Celsus Kütüphanesi’nde arıyor.

Yitik Ülke Yayınları

Gizem Akın

Bana bu kimliği yaz deseniz, birinci tekille yazılmış sıkıcı bir durum öyküsü yazarım. Anlat deseniz, anlatamam.

YAZAR HAKKINDA

Gizem Akın

Bana bu kimliği yaz deseniz, birinci tekille yazılmış sıkıcı bir durum öyküsü yazarım. Anlat deseniz, anlatamam.

Bir Yorum Yazın

9 + 1 =