Edebiyat

ZAMAN AŞIRI

ah…
yıllanmış masumiyetinin
koynunda
bir yılan uyuyor,
göğüs kafesinin içinde
ölü bir serçe…

tuzlu gözyaşlarını tutup
tozlu raflara kaldırıyorsun.
tik tak…
tik tak…
kum saatleri yorgunluğu
zihninde ve bedeninde.

hissiyatının soğukluğundan
taş zemine
tıp, tıp, tıp…
ölüm
tıp, tıp, tıp…
ve tıpatıp bir ölüm
zihninde ve beyninde.

avuntular ve avuç içlerin,
avuç içlerindeki kader çizgilerin,
bir kaç dua fısıltısına
hapsedilen umut,
ince kader çizgilerine
gizlenen yaşam…

gözler vardır karanlığın içinde
kurnazca sorular sorar
ve düşlerin kırık
düşüşlerin kayıp.

tıp, tıp, tıp…
damlıyor ölüm,
kulaklarında çınlıyor sessizlik,
sen tutup
kaldırıyorsun tozlu raflara
rüya kaçkını hayatını.

bir yılan kıpırdanıyor
huzursuz ederek,
göğsünü kanırtıyor
sessizce
ve kaburgalarına tutunan
ölü serçe
cıvıldıyor beyninde.

Gizem Ozan Aslan

En sevdiği çiçek yasemin olan kadın, gecenin sessizliği içinde yazıyordu. Yarayı ve izi… Zamanı ve yansımayı… Bazı kelimelere fena takıntılı, karakterleri hezeyanlı, deliliği düş ile değiş tokuş ediyordu. Kendini bildi bileli…

YAZAR HAKKINDA

Gizem Ozan Aslan

En sevdiği çiçek yasemin olan kadın, gecenin sessizliği içinde yazıyordu. Yarayı ve izi… Zamanı ve yansımayı… Bazı kelimelere fena takıntılı, karakterleri hezeyanlı, deliliği düş ile değiş tokuş ediyordu. Kendini bildi bileli…

Bir Yorum Yazın

2 + 6 =

3 Yorum