Edebiyat

Tatlı Serin Sular Tuzlu Bir Gözyaşı Havuzu Muydu?

Not: Gizli köşelere saklanmış kısacık notlarımı buldum ve birleştirdim. Seçil bu sırada karşımda oturuyordu ve ondan; “kaplan, sincap, kelebek, güneş ve magical(!)” 🙂 temalı beş tane çizim istedim. Tozlanmasın raflarda belki birileri camı açar da içeriye temiz hava girer. Ayrıca Seçil’in galerisini görmek isterseniz en alttaki linke tıklayabilirsiniz.

Tatlı Serin Sular Tuzlu Bir Gözyaşı Havuzu Muydu?

Kaplan önce suyun aynasında kendi güzelliğinin aksini seyretti.

Sonra toprağa uzanıp yüzünü batmakta olan güneşe çevirdi.

Çok güzel bir Eylül akşamıydı.

Hafif esen rüzgar eğrelti otlarını hışırdattı.

Sincaplar dalların arasından korkulu gözlerle kaplanı izledi.

Güneş battı, gece ilerledi.

Ay bulutların arasında yavaşça kayboldu.

Kaplan sessizce ayağa kalktı.

Şehrin ışıkları kıvılcımlar gibi parlıyordu.

Kaplan telaşsızca koşmaya başladı.

Şehre doğru ilerledi.

Köprüyü aydınlatan beyaz ışıkların altına geldiğinde durdu.

Sarı göz kapaklarının altından merakla etrafını süzdü.

Önce dev bir kafesin içinde uçmaya çalışan kelebekleri gördü.

Kanatlarına kül tozu serpilmiş gibiydi.

Sonra suyun üstünde özgürce uçan yırtıcı kız böceklerini özledi.

Kanatlarına altın tozu serpilmiş mor kelebekleri özledi.

Gecenin daha da ilerleyen saatlerinde kent sessizleşmeye başladı.

Kaplan öylece durdu.

Sabah oldu.

Küllü kelebeklerin yerini kayalıklara tırmanan karıncalar aldı.

Kayalıklarda derin küçük çukurlar açıp içine girdiler.

Eşelemek istedi külleri.

Kıvılcımlar çıksın istedi.

Sonra kaplan, kralların en değerli yakutlarından bile daha değerli evini özledi.

Pırıl pırıl parlayan, serin, tatlı kokulu evrenini özledi.

Seçil’in çizimlerini görmek isterseniz;

Gizem Akın

Bana bu kimliği yaz deseniz, birinci tekille yazılmış sıkıcı bir durum öyküsü yazarım. Anlat deseniz, anlatamam.

YAZAR HAKKINDA

Gizem Akın

Bana bu kimliği yaz deseniz, birinci tekille yazılmış sıkıcı bir durum öyküsü yazarım. Anlat deseniz, anlatamam.

Bir Yorum Yazın

+ 44 = 47