Kültür

PANDEMİ-NYA

Geçenlerde dost sohbetinde fark ettiğim bir durum var. Içinde yaşadığımız pandemi sürecini eğer bir kitapta okuyor veya filmde izliyor olsaydım, kahrolurdum ve uzun zaman etkisinden kurtulamazdım. Nitekim yaşadığımız bu ana benzer, çok kitap okudum ve film izledim. İlk aklıma gelen ‘Karantina’ filmi oldu. 2007 yılı İspanyol yapımı film. Korku gerilim türünde.

Ama izleyip ya da okuyup bitirdikten sonra bilirim ki bu bir kurgudur. Sıcacık oturduğum yerde ve şimdi ki imkanlarımla, okurken ya da izlerken bu sürecin birilerinin hayal gücü olduğunu bilmekle, yaşamak arasındaki farkı en iyi anladığım dönemdeyim.

Tarihte yaşanan salgın hastalıkların toplumlara, ekonomiye, siyasete ve sosyal yaşamlara verdiği yararlar ve zararlar üzerine çok konuşuldu, yazıldı, çizildi. Benim kafama takılan ise duygular. Salgın hastalıkların, bireylere verdiği acılar ya da duygular neler oldu? Araştırılan ve ortaya çıkan veriler üzerine oluşturulan farazi rakamlarda, kişilerin duygularını (acısını, üzüntüsünü) anlayamayız. Kişiler sadece birer rakamdan ibarettir artık tarihte. Tarihte ortaya çıkan bilinen ilk salgının (M.S 165) yaşam koşulları ile günümüzün yaşam koşullarını kıyasladığımda, yaşanılan acıların ve salgının etkilerinin aynı olması imkansız. Şimdilerde çok sıkıldığımız, ne yapacağımızı bilemediğimiz evlerimizin konforunda geçirmeye çalıştığımız salgının zorluğundan bahsetmek ne kadar doğru? Evet yukarıda yazdığım tarihteki ilk salgının M.S 165 yılında ortaya çıktığı doğru. 165 yılındaki salgını ben şu an hayal edemiyorum. Aslında hayal edemediğim, salgın değil, o zaman ki yaşam koşulları. O yıllarda pandemi sürecini geçiriyor olsaydım, (hayal gücümün sınırlarını zorlamam gerekecek), anlatacaklarım fantastik bir film olurdu herhalde. Keşke yaşanılan duyguları da bir şekilde kaydediyor olabilseydik.

1346 yılında tekrar hortlayan ve Orta Avrupa dahil, tüm dünyada yaklaşık 200 milyon kişinin ölümüne sebep olan kara veba salgını sırasında, yalıtma işlemi süresinin 30 günden 40 güne çıkarılması nedeniyle de ‘Terentino’ ismi ‘Qarantino’ ile değişmiş oldu. (İtalyanca ‘Quaranta’ (40) kelimesinden türetilmiş.)

Kısa bir araştırma sonucunda dünya tarihindeki salgın hastalıkların isimlerini, yıllarını ve ölüm sayılarını aşağıya yazıyorum.

-Antoninus (Galen) Salgını, MS. 165-180yılında, 5 milyon kişi

-Jüstinyen Vebası, 541 yılında, 30-50 milyon kişi

-Kara Veba, 1346-1353 yılları arasında, yaklaşık 200 milyon kişi

-Suçiçeği, 1520 yılı ve sonrası, 56 milyon kişi

-Cocoliztli (hemorajik ateş) Salgınları, 16.yy, 15 milyona yakın kişi

-Kolera, 1852-1860 yılları arasında, tam olarak bilinmiyor milyonlar

-Veba, 1855-1859 yılları arasında, 12 miyon kişi

-Tifüs, 1914-1918 yılları arasında, sadece Sovyetlerde 3 milyon kişi

-İspanyol Gribi, 1918 yılında, 50 ila 100 milyon kişi

-Asya Gribi, 1957 yılında, 4 milyon kişi

Dediğim gibi bunlar sadece birer sayı. Yaşanılanlar, o yılların yaşam konforu ve teknolojiyi de düşünürsek; evde kaldığımız şu günlerimizi en verimli nasıl geçiririz onun planlarını yapalım derim.

Kaynakça; https://www.google.com/amp/s/tr.euronews.com/amp/2020/05/12/tarihteki-en-olumcul-salginlar-hangileriydi-neden-olustular-ve-nasil-sona-erdiler 19 ocak 2021

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Salg%C4%B1nlar_listesi 19 ocak 2021

Sevcan Özbek Akın

Küçüklüğünden beri okuma heveslisi; önüne ne gelse okuyan, bu zamana kadar dünyanın birkaç ülkesi dahil, birçok sokak, mahalle, şehir gezmiş, biraz takıntılı, biraz dağınık birisi. Yazmayı ilk defa ortaokulda denemiş; ama ben bunu yapamıyorum, deyip vazgeçmiş. Bu tutku aklının bir köşesinde kalmış olacak ki yıllar sonra bu işin eğitimini almaya karar vermiş ve Yazarlık eğitimi sırasında harika insanlarla bir araya gelmiş büyük bir heyecanla karnavalın renklerinden biri olmaya karar vermiş.

YAZAR HAKKINDA

Sevcan Özbek Akın

Küçüklüğünden beri okuma heveslisi; önüne ne gelse okuyan, bu zamana kadar dünyanın birkaç ülkesi dahil, birçok sokak, mahalle, şehir gezmiş, biraz takıntılı, biraz dağınık birisi. Yazmayı ilk defa ortaokulda denemiş; ama ben bunu yapamıyorum, deyip vazgeçmiş. Bu tutku aklının bir köşesinde kalmış olacak ki yıllar sonra bu işin eğitimini almaya karar vermiş ve Yazarlık eğitimi sırasında harika insanlarla bir araya gelmiş büyük bir heyecanla karnavalın renklerinden biri olmaya karar vermiş.

Bir Yorum Yazın

9 + 1 =

2 Yorum

  • Emek verdiğin bir inceleme olmuş, eline sağlık… Buhranlardan sonra güzel günler görmek ümidiyle,

  • Tarih tekerrürden ibaret gerçekten. Almamız gereken çok ders var. Umarım bu kez almışızdır ve gelecek nesiller bir daha böyle bir salgınla karşı karşıya kalmazlar.