İncelemeler

Bir Başkadır Dizi İncelemesi

Senaristliğini ve yönetmenliğini Berkun Oya’nın yaptığı başrollerinde Öykü Karayel, Fatih Artman, Funda Eryiğit, Defne Kayalar, Settan Tanrıöğer ve Tülin Özen’nin paylaştığı Netflix yapımı Bir Başkadır dizisi birinci Sezon sekiz bölüm olarak 12 Kasım 2020’de yayınlandı. Gösterime girdiği tarihten itibaren dikkatleri üzerine çeken dizi bir anda o derece popüler oldu ki, yayınlandıktan sonra ilk on günde seksen makale, köşe yazısı ve incelemeye konu oldu. Yurtdışında da yayınlandığı on altı ülkede beş günde ilk on dizi arasına giren dizi, yapımcısı ve yayımcısının yüzünü fazlasıyla güldürdü.

Birbirinin karbon kopyası, saatlerce süren dizilerden sonra ellişer dakikalık süresi ve nispeten farklı konusuyla büyük bir talebi karşılayan yapım izleyicilerin ve eleştirmenlerin bir kısmı tarafından yere göğe sığdırılamayıp bazı köşe yazarlarınca Ingmar Bergman filmlerini anımsatan sahnelere sahip olduğu dahi iddia edilirken, kimilerince popüler kültüre hizmet eden sıradan bir dizi olarak etiketlenmekten kurtulamadı.

Dizi izleyicilerinden beğenen ve beğenmeyen kesimin eşit derecede ilgisini çekti. Dizi karakterlerinin replikleri sosyal medyada paylaşılıp esprilere konu olurken, bölüm sonlarında parçaları çalınan, 2013 yılında aramızdan ayrılmış olan Ferdi Özbeğen’in tekrar popüler olup yeniden basılan albümünün çıktığı gün iki  bin adet satılmasını sağladı. Bu iki örnek bile dizinin popüler kültürün malzemesi haline geldiğinin tek başına göstergesi.

“Hayatları farklı, hayalleri farklı, korkuları farklı. Birbirlerine zıt görünseler de yolları kesiştiğinde sınırlar ortadan kalkacak ve hepsi birbirinin hayatına dokunacak.” Sloganını kullanan dizi, baş karakter Meryem’in İstanbul’un geri kalmış, köyden hallice mahallesinden çıkıp rezidansta gündelikçi olarak çalıştığı eve gitmesi ve iş yerinde bayılması ile başlıyor. Hikaye daha sonrasında bir yıl geriye giderek devam ediyor. Dizide Meryem, beraber yaşadığı, gece kulüplerinde korumalık yapan abisi ve onun ailesi, attıkları her adımı danışıp sözünden çıkmadıkları Hoca efendi, Meryem’in gittiği psikiyatrist Peri, Peri’nin süpervizörlüğünü yapan Gülbin ile aileleri arasındaki ilişkiler, kendi içlerinde süre giden çatışmalar anlatılır.

Farklı olduğu iddiası ile yola çıkan dizi, sırtını yasladığı klişe karakterler (seküler kesime ait olanların yalılarda yaşayan, Halk Tv seyredip toplumdan kopuk ve diğer tarafa tepeden bakan insanlar olarak tasvir edilirken, türbanlıların eğitimsiz kesimle özdeşleştirilmesi, televizyonda sıradan dizileri izlemeleri  vb.) ve on yedi milyon insanın yaşadığı şehirde farklı kesimlerden gelen, iç içe geçmiş, birbiriyle bağlantısı olan karakterlerin yer alması ile ezber bozmaktan uzak olduğunu bize gösteriyor. Diğer yandan diziyi farklı kılmak adına zaman zaman karakterler kendilerinden beklenmeyen davranışlar sergileyerek izleyici ters köşe yapılmakta.

Peri’nin kendi gibi olmayan, diğer tarafa ait insanlara karşı olan önyargısını fark edip bundan rahatsızlık duyması, Yasin’in ilk başta ataerkil toplumda yetişmiş tipik bir erkek olduğu izlenimi yaratılıp ilerleyen bölümlerde karısının geçmişinde yaşadığı travmatik olayı bildiği halde onun yanında durup sevmeye devam etmesi, hoca efendinin tekinsiz görünen hallerine rağmen dürüst bir din adamı olması ve kızıyla eşine bağlılığı dizinin genele başkaldırısı olarak gösterilebilir.

Dizide zamanla yaşanan değişim izleyiciye son bölümde karakterler üzerinden yansıtılmakta. Peri içindeki önyargı ile mücadele ettiği dönemde yaşadığı değişim Meryem ve arkadaşı Melisa ile olan ilişkisine yansırken, Ruhiye’nin geçmişi ile yüzleşmesi sonrası iyileşmesi, Gülbin’in farklı siyasi görüş ve hayat tarzına sahip ablasıyla bitmek bilmez kavgalar sonrası ablasını ve nasıl birbirine düşman hale geldiklerini sorgulaması örnek olarak gösterilebilir.

Dizi, yok aslında birbirimizden farkımız mesajını vermeye çalışırken, farkında olmadan çok farklı kutupların birbiriyle asla bir araya gelemeyeceğini, belki de birbirine tahammülü bile olmadığını satır aralarında, diyaloglarda bazen bir bakış veya mimikte hissettiriyor.

Dizide günümüz Türkiyesi anlatılırken dördüncü bölüm sonunda yayınlanan Maurice Pialat’ın 1964 yılında çektiği Turquie Hier et Audhourd’hui filminden görüntüler ile geçmişle günümüz arasında bir köprü kurarak ne kadar yol aldığımızı ya da aslında hiç ilerleyemediğimizi, bazı şeylerin değişmediğini gösteriyor. Dizide gerçekleştirilen dış mekan çekimleri, dönem müzikleri ve jenerikte kullanılan tipografi ile seksenli yıllara saygı duruşunda bulunulmakta.

Bir Başkadır, konusu, yarattığı farklı karakterler, ülke sorunlarına çok derine inmeden yüzeysel de olsa dokunmaya çalışması, müzikleri, özenle çekilmiş sahneleri ile benzerlerinden ayrılan ve eksilerine rağmen övgüyü hak eden, sıkılmadan izlenebilecek bir yapım.

Yazımızı dizinin dillere pelesenk olmuş, kulağa küpe cümlelerinden biriyle bitirelim. “Sen kendini kafanın içinde bir kışlaya kapattın. Kendi acına asker ettin kendini, bir terhis olamadın gitti! Şafak kaç ya, artık gelsin kurban olim. Yazık günah bize!”

KÜNYE

Yönetmen : Berkun OYA

Senarist : Berkun OYA

Yapımcı : Ali Ferhunde, Nisan Ceren Göçen

Başrol Oyuncuları : Öykü Karayel, Fatih Artman, Funda Eryiğit, Defne Kayalar, Settan Tanrıöğer,    Tülin Özen

Imdb Puanı : 8.6

Yayın Tarihi : 12 Kasım 2020

Bölüm Sayısı : 8

Ülke : Türkiye

Çalma Listesi : Canicule – Franciss Lai, Clair de femme – Jean Musy,

Emmanuel – Michel Colombier, Gündüzüm Seninle – Ferdi Özbeğen,

Mourir D’aimer – Frank Pourcel, Mary’ Theme – Stelvio Cipriani,

O Günler – Ferdi Özbeğen, Deprem – Cahit Berkay,

Dry Martini-  Philippe Sarde, Öldüğümde Mezarıma Gelir misin – Zerrin Özer

Re-shahkin – Ömer Faruk Tekbilek, Adelfi – Stamatis Spanoudakis,

Un Homme Qui Me Plait (Concerto Pour La Fin D’un Amour) – Francis Lai

Jim Sm009 – Jean Musy, Arkadaşım – Cahit Berkay,

Ceaser &Cleopatra Theme – Russ Case, Han Sarhoş Hancı Sarhoş- Mahsuni Şerif

Seni Terk Edeceğim – Ferdi Özbeğen, Çoban Yıldızı – İstanbul Gelişim Orkestrası

 

 

 

 

Gülcan Cengiz

Öğrendiğinden beri okuma sevdalısı, birkaç yıldır yazmaya hevesli, sanata düşkün, keşfetmeye meraklı... Hayatını edebiyat, sinema ve sanatla zenginleştirmeye çalışan bir kadın. Şimdi de yazma serüveni için beraber yola çıktığı arkadaşlarıyla karnaval hazırlığında.

YAZAR HAKKINDA

Gülcan Cengiz

Öğrendiğinden beri okuma sevdalısı, birkaç yıldır yazmaya hevesli, sanata düşkün, keşfetmeye meraklı... Hayatını edebiyat, sinema ve sanatla zenginleştirmeye çalışan bir kadın. Şimdi de yazma serüveni için beraber yola çıktığı arkadaşlarıyla karnaval hazırlığında.

Bir Yorum Yazın

+ 32 = 36

5 Yorum