“Çünkü gerçeğin göreceli oluşu, öyküye de mutlaka yansıyacaktır ve öykü artık bir aynadır. Bundan böyle gerçek, bakış açısına ve hatta bakan kişiye göre değişecektir. Bir aynaya baktığınızda kendinizi görürsünüz… Beni ustaca içine sürüklemiş olduğu bu tuhaf hikâye, bütün o şık teferruatıyla aslında kocaman bir yalandan ibaretmiş sadece.
Son sözün son sözü: vox et praeterea nihil.”
Giriş bölümündeki açıklamalar, ön söz, son söz; sizi kitabın tamamlanmasından sonra da devam eden bir oyunun içine çekiyor. Aslında daha ilk girişte yaptığı alıntıyla size kurduğu tuzağı, yazarın on altı yıl sonra yaptığı açıklama olmasa belki de hiç bilemeyecektik.
Öykü kitabının içinde yuvarlanıp büyüyen bir ses, birbirinin içine gizlenmiş farklı şekilli matruşkalar gibi, zaman makinesinin içinde değişerek ve dönüşerek yankılanıyor.

Ali Teoman
Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı – Ali Teoman
Ali Teoman’ın edebiyat tarihimize geçen ilk kitabı Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı, yalnızca öykü değil aynı zamanda bir “edebi olay.” 1991’de “Nurten Ay” takma adıyla Haldun Taner Öykü Ödülü’nü kazanan bu eser, yıllarca gizemini koruyan bir edebiyat aldatmacasının da merkezinde yer aldı.
Köhne mekânlar, antikalar ve 1980’lerin güncel izlekleri arasında dolaşan bu uzun öykü, parodiyle örülmüş yapısıyla okuru kurmacanın oyunlu dünyasına davet ediyor. Ali Teoman’ın büyüleyici diliyle kaleme alınmış Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı, yalnızca bir “masal” değil, aynı zamanda güçlü bir postmodern yapıt olarak da Türk edebiyatında özel bir yere sahip.
Ali Teoman Fotoğraf: Oggito