‘’Dünyada türlü türlü insan var. Mesela Soytarı Noda, davet filan beklemeden yanınıza oturuverir. Oklu Kirpi, kendisi olmasa Japonya’nın krize gireceğini sanır. Kırmızı Gömlek, züppeliği tekeline aldığını sanır. Müdür Porsuk, kendini eğitim timsali olarak görür. Hepsinin de kendi dünyası vardır. Hepsi de kendi dünyasının kralıdır. Ama Profesör Yeşil Balkabağı gibi alçakgönüllü biriyle ilk kez karşılaşıyordum. Hep başı eğik geziyordu. Kimse onun farkında değildi. Evet, solgun ve tombul bir yüzü vardı ama iyi bir insandı. Aklı başında hiçbir kız onu Kırmızı Gömlek için terk etmezdi. Ama Madonna, şıllığın tekiydi. Oysa düzinelerce Kırmızı Gömlek, bir Yeşil Balkabağı etmezdi.’’
Taşradaki küçük bir okulda, dünyaya herkesten daha farklı bakan genç bir öğretmenin düzene karşı isyanı…
Küçükbey, ailesi tarafından pek sevilmeyen, utanç kaynağı gibi görülen bir gençtir. Ona tüm kalbiyle bağlı olan ve gelecekte iyi şeyler yapacağına inanan tek kişi, yaşlı bir kadın olan hizmetçileri Kiyo’dur. Annesi ve babasının ölümünden sonra ağabeyiyle de yolları ayrılan Küçükbey, bir okulda matematik öğretmeni olarak iş bulur.
Saf biridir, söylenen her şeye kolayca inanır; öte yandan kibirlidir, kimseyle arkadaş olamaz. Bu sırada diğer öğretmenlerin entrikalarıyla öğrencilerin şakalarının hedefi haline gelir.
Japonya’nın en çok okunan romanlarından olan Küçükbey, her şeyin dürüstlükle yapılması gerektiğini düşünen genç bir adamın gerçek dünyayla tanışmasını mizahi bir üslupla anlatan, kolay kolay unutulmayacak bir roman.