Bu hafta size eskilerden bir film önereceğim.
Çağan Irmak’ın Ulak filmi, yalnızca bir hikâye anlatmaz; insanlığın kadim inanç döngüsünü, umutla yozlaşma arasındaki ince çizgide yeniden kurar. Kendi halinde bir gezgin olan Zekeriya, köyden köye gezer ve çocuklara “Ulak”ın hikayesini anlatır. Masaldaki ulak İbrahim, uzak bir köylere haber taşımaktadır. Bir gün bir köyde kuyudan su içer ve kendini kaybeder… Ulak İbrahim artık başka bir alemin habercisi olmuştur.
Geldiği köylerden birinde köylüler Gezgin Zekeriya’dan rahatsız olurlar. Sözlerini kendi korkuları ve çıkarları doğrultusunda eğip bükerek yeni bir inanç düzeni yaratırlar. Ama Zekeriya ulağın hikayesini sadece çocuklara ve çocuklar gibi temiz kalabilen bir kaç yetişkine anlatabilse bu da kâfidir.
Film, karakterlerinin isimlerinde saklı bir mitolojik ve teolojik düzlem taşır:
Zekeriya “Tanrı hatırladı.” demektir. Vahiy yoluyla gelen bilgiyi iletendir. Adem ilk insanın hamlığını ve düşüşünü simgeler. Yakup korkaklığı, Sıdıka saf inancı, Yusuf umudu temsil eder. Meryem, kucak açandır. İbrahim ise hakikatin sesini temsil eder.
Bu isimler bir araya geldiğinde, insanlığın Tanrı ile olan hikâyesinin alegorik bir haritasını ortaya koyuyor.
Film, insanın hakikat arayışıyla çarpıtılmış inanç arasındaki sınırı sorgulatıyor. İnsanın bilmediğinden korktuğunu, işine gelmeyeni bilmiyormuş gibi yaptığını, bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılığı, kötülüğün nasıl hızla yayılabileceğini önümüze seriyor.
Ulak, şiirsel dili, masalsı atmosferi ve sembollerle örülü yapısıyla Çağan Irmak sinemasında ayrı bir yerde duruyor.
Bana 2003 yapımı Dogville filmi ile 2004 yapımı The Village filmlerini de hatırlattı. Bu iki filmde de kötülüğün nasıl saklandığını ve gerçeklerin nasıl saptırıldığını izliyoruz.
Son olarak filmin oyuncu kadrosu çok iyi; Çetin Tekindor, Hümeyra, Yetkin Dikinciler, Şerif Sezer, Melis Birkan… Ve inanılmaz yetenekli bir çok çocuk oyuncu.
Kıyafetler, mekanlar, diyaloglar, kullanılan renkler… Hepsi büyüsel bir atmosfer içinde sizi bambaşka bir aleme götürüyor.
Çağan Irmak, bu filminde melodramdan uzaklaşarak mistik, felsefi ve sembolik bir sinema dili kuruyor. Görsel olarak renkli ama duygusal olarak karanlık bir atmosfer yaratıyor. Ulak, izleyicisini yalnızca bir hikâyeye değil, hakikatle inanç arasındaki ince çizgiye bakmaya davet ediyor.

Çağan Irmak
İzleyelim, hatırlayalım.
Diğer film önerileri için tıklayabilirsiniz.
Gizem Ozan Aslan’ın tüm yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.
Bonus: YouTube