Meltem Gürle’nin İrlanda Defteri’ni elinize aldığınızda ilk sayfaların ışığı sizi yanıltmasın; bu bir turistik not defteri değil, iklim, tarih ve edebiyatın birbirine dolandığı bir zihin haritası. Gürle, Dublin sokaklarında yürürken gördüklerini salt betimlemekle kalmıyor; her vitrin yazısını, yağmurun kaldırımlara vuruşunu ve bir kahve yudumunu edebiyatla ve günlük hayatla ilişkilendirerek yeni bir okuma alanı açıyor. Joyce’un Dublin’inde sık sık karşımıza çıkan “paralysis” (durulma) temasını, Maeve Binchy’nin içten insan portrelerini ve Beckett’in varoluşsal boşluğunu aynı çerçevede tartıyor; ama bu tartışma akademik mesafede değil, sokakta, Mary’le edilen sohbetlerde, güneş aralıklı bir yağmura dönüşürken yaşanan küçük değişimlerde gerçekleşiyor. İrlanda’nın tarihinin bıraktığı ağırlık—kolonyal yaraların, kıtlıkların ve özgürleşme mücadelelerinin gölgesi—Gürle’nin satırlarında hem mizahla hem hüznün soğukkanlı kabulüyle yankılanıyor; güneşli bir cümle bile ters köşede hafif bir melankoli bırakabiliyor. Yazarın başarısı, sanatçı portrelerini ve edebi referansları didaktikten uzak, yaşanmışlıkla beslenen bir dille içselleştirip okura sunması; böylece İrlanda edebiyatı, sokak lambalarının altında yürüyen güncel hayatın parçası oluyor.

Meltem Gürle
Kitap deneme ile kurgu arasındaki sınırı kasıtlı olarak belirsizleştiriyor ve tam da bu yüzden etkili: Mary’le paylaşılan anlar, tekil gözlemler ve alıntılar bir araya gelip okuru hem tarihî bir hafızaya hem de bugünün gündelik ritmine ortak ediyor. Gürle’nin satırları yer yer anekdotik, yer yer serinkanlı bir eleştiri notuna dönüşüyor; şiirsel göndermelerle düz anlatı arasında gidip gelirken metin, İrlanda’nın doğasını, kıyılarını ve insan hallerini aynı anda hem gösteriyor hem de sorguluyor. Eğer aradığınız şey sadece “İrlanda’yı görmek” değil, o ülkenin edebiyatının, hafızasının ve gündelik ritminin nasıl birbirine geçtiğini görmekse, bu kitap birebir; Joyce okurlarına yeni bağlamlar sunarken Binchy severlere tanıdık bir sıcaklık, Beckett meraklılarına ise suskun bir ironi hediye ediyor.
İrlanda Defteri, şiirsel bir günceyle entelektüel bir yürüyüşü ustaca harmanlayan, okuyucusunu hem düşündüren hem de bulunduğu anın kokusunu içine çekmeye zorlayan bir metin.